İdama giden yoldaki ıslık melodisi; Rodrigo’nun Konçertosu
Mayıs 17, 2010
Hafızalarımıza kazınmış şarkılar ve melodiler vardır, kimisi özlem duyulanı kimisi de anıları çağrıştırır… Duyduğumuzda hüzünle şarkıyı söyleme veya mırıldanma başlar.
Peki ya kaçınız dinlediği parçaya ıslık çalarak eşlik eder? Dinleme olanağınız o anda olmasa da yapar bunu? Ve aynı zamanda sadece haber başlıklarından ve kitaplardan tanıdığı bir kişiyi anar? Yoğun düşünce içerisinde olduğum zamanlarda ve aklımda belli sorular olduğu zaman, bir melodi çıkıyor ıslıklarımdan; Rodrigo’nun konçertosu… Bir yandan düşüncelerim, bir yandan mırıldandığım konçerto ve bir yandan idama giden bir adamın hayattan son beklentileri…
“Deniz Gezmiş’in düşüydü idam günü iyi bir demli çay, yanında bir kısa samsun içip Rodrigo’nun gitar konçertosunu dinlemek….sadece saf ve temiz bir düştü 6 mayısta ne demli çay vardı ne de rodrigo’nun gitar konçertosu…dinlenesi enstrumantal bir düş…”
6 Mayıs 1972, Türkiye’nin belki de ileride en fazla pişmanlıklarından biri olabileceği o an… 3 genç, darbeci ilan edilerek ve mevcut rejime tehlike yarattığı düşüncesiyle idam edilir… Gerçek darbecilerin yargılanamadığı bir ülkede… Oysaki tek bir hedefleri vardı; tam bağımsız Türkiye…
Ulucanlar cezaevinde başgardiyanın odasında oturuyor Deniz Gezmiş ve camdan seyrediyor az sonra idam edileceği dar ağacının kuruluşunu… Korkmuyor, sadece bir düş kuruyor; demli bir çay ve sigarayı, bir yandan Rodrigo’nun konçertosunu dinlemeyi arzu ederken. Gencecik fidanları idama götüren zihniyet düş mü dinler? Deniz inadına düşüne devam ediyor. İdam sehpasına giderken, odaya alınan Yusuf’a sarılıyor ve ağzında dinlemeyi arzu ettiği konçerto… Yusuf, Deniz’in idamını izliyor o odada. Sırada kendisi vardır. Bu sefer Hüseyin, Yusuf’un idamını izliyor ve inadına her dakika konçerto ağızlarda ıslık şeklinde devam ediyor… 40 dakika sürüyor konçerto, ülke sevgisiyle, gururla ölüme giderken…
Parçayı dinlerken kendinizi onların yerine koyun, ıslıkla veya mırıldanarak eşlik edin onlara… Bu konçertoyu yaşayın sizler de içinizde…
Mayıs 18, 2010 at 10:04
son sözler geldi aklıma…
hakim sorar:
son bir arzun var mı?
deniz:
-filtreli cigaran var mı abey?
hakim:
-var
-birer tane ver de yakalım abey, hiç içmedik be gözümüz açık gitmesin bari…
Ağustos 21, 2010 at 20:32
Söyleyecekk birşeyy bulamıyorumm… Kelimeler yetmezz bunu anlatmaya …